Boynunda davul, elinde tokmak
El pençe, hazır ol da durur ayak
Sanatıdır; el öpüp, etek yalamak
İşte bunun adıdır yalakalık yapmak
Amirinin her sözüne, sallar başını
Menfaati için, satar yol arkadaşını
Tanımaz ne anne nede babasını
Düşünmez kendisinden başkasını
Bakmaz; sözün iyisine kötüsüne
İtaat eder; amirinin her sözüne
Kimse inanmaz; onun sözüne
Tükürsen de utanmaz yüzüne
Gölgesi gibidir, amirinin peşinde
Yanındadır, yapacağı her işinde
Gece rüyasındadır, gündüz düşünde
Yedi yirmi dört saat, hep peşinde
Methiyeler düzer amirin yüzüne,
Karşı koyamaz onun hiçbir sözüne,
Girmek için amirinin gönül gözüne,
Yabancı kalmıştır artık kendi özüne,
Bukalemun gibidir, onların tenleri
Her kalıba uyar, boyları ve enleri
Bozulmuştur kişilikleri ve genleri
Onlar için önemli olan menfaatleri
Yalakaların; olmaz şeref ve haysiyeti
Hastanın nabzına göre, verirler şerbeti
O şerbet ile alırlar, istedikleri himmeti
Yalakaların olmaz ne dini nede devleti
Olmak için, bir makam ve mevki sahibi,
Almak için, mesleğinde kıdem ya da terfi,
İnsan bir başkasının elini, eteğini öper mi..?
Üç günlük dünya için bu kadar alçalmaya değer mi..?
Ey yalakalık yapan kişi; bir de beni dinle
İnsan bu dünyada yaşar, şerefiyle haysiyetiyle
Bir insan kaybederse, şeref ve haysiyetini
İki dünyada da, rezil ve rüsvay eder kendini
İlyas ÇİLOĞLU